Miras Paylaşımı (Mirasın Taksimi) Nasıl Yapılır?

Mirasçılar anlaşmak suretiyle, mirası kendi aralarında dilekdikleri gibi paylaşabilirler. Mirasçıların bir paylaşma sözleşmesi yapmaları da mümkündür. TMK m. 676’ya göre; tüm mirasçıların katılımıyla yazılı olarak yapılmak şartıyla miras paylaşım sözleşmesi geçerlidir. Ve tarafları bağlar. Mirasçılar geçerli bir miras taksim (paylaşım) sözleşmesine dayanarak tapu iptal ve tescil talebinde buşunabilirler. Ve miras taksim sözleşmesinin bulunması halinde miras malları için ortaklığın giderilmesi davası açılmaz. Miras taksim sözleşmesinin noterden yapılmasına gerek yoktur, ancak tüm mirasçıların sözleşmeye katılmaları gereklidir. Fakat noterden yapılmasında da bir sakınca yoktur. Tüm mirasçıarın katılımı ile yazılı olarak yapılacak bir taksim (paylaşım) sözleşmesi kapsamına miras bırakandan kalan tapulu, tapusuz taşınmazlar ile tüm taşınırlar girer.

Miras taksim sözleşmesinin noterden yapılması tercih edilirse; noter tarafından doğrudan doğruya düzenlenebileceği gibi noter onayı olan yazılı sözleşme de yapılabilir. Yasal mirasçılar, gerek kendi aralarında, gerekse atanmış mirasçılarla birlikte mirası aynı kurallara göre paylaşırlar. Miras bırakan tarafından aksine bir düzenleme yapılmadıkça mirasçılar paylaşmanın nasıl yapılacğını serbestçe kararlaştırırlar.

Mirasın yazılı taksim sözleşmesi ile paylaşılması halinde miras ortaklığı son bulur.

Esasen mirasın paylaşılması mirasçıların kendi aralarında anlaşmaları ya da mahkeme kararı ile olur. Mirasın nasıl paylaşılacağına ilişkin mirasbırakan tarafından da kurallar konulmuş olabilir. Yasaya göre paylaşmanın belli kuralları vardır. Mirasçılar arasında paylaşma konusunda eşitlik esası vardır, paylaşmanın ne şekilde yapılacağını belirlemekte özgürdürler. Taksim ya da paylaşma oybirliği ile yapılmalıdır. Ayrıca miras mavarlığı ile ilgili konularda birbirlerine karşılıklı bilgi vermekle yükümlüdürler.

Bunun yanı sıra; kanundan ya da sözleşmeden kaynaklanan bir devam zorunluluğu yoksa,mirasçılar her zaman paylaşma isteminde bulunabilirler. Yani mirasçılar, miras ortaklığının sürdürülmesi yönünden anlaşmışlarsa, taksim talebinde bulunulamaz. Yine herhangi bir yasa hükmü, miras ortaklığının uzamasını öngörmüş olabilir. Ayrıca miras ortaklığının sürdürülmesine hakim hükmüyle karar verilebilir.

Miras bırakan, ölüme bağlı tasarrufuyla paylaşmanın nasıl oluşturulacağı hakkında kurallar koyabilir. Miras bırakanın koyduğu kurallara göre paylaşmanın yapılması asıldır. Ancak bir eşitsizlik halinde payların denkleştirilmesi olanağı vardır.

Mirasbırakan, ölümünden sonra geçerli olmak üzere; vasiyetname ile paylaşma kuralı koyabilirse de; bu kural ile saklı paya el atılmaması gerekir. Bu halde saklı payı zedelenen diğer mirasçıların tenkis davası açması gerekir. Taksim kuralı, mirasbırakanın sağlığında yaptığı tasarrufla konulmuş ise, miras bırakanın saklı payı zedeleme amacı taşıyıp taşımadığının araştırılması zorunludur. Eğer ölüme bağlı bir tasrarufla taksim kuralı konulmuş ise bu halde kasta bakılmaksızın tasarruf nisabını aşan kısımlar tenkise tabi olur.

Tereke mallarına ilişkin yarar ve hasar mirasçıya paylaşmadan sonra geçer. Paylaşmadan önce, terekede meydana gelen her türlü yarar ve hasar mirasçıların tümüne aittir. Mirasbırakan, ölüme bağlı tasarrufuyla paylaştırma kuralı koymuşsa; koyduğu bu paylaştırmaya uygun tapu iptal ve tescil davası açılabilir. Paylaşmaya kadar mirasçılar arasında zamanaşımı işlemez.

MİRASIN PAYLAŞIMINA (TAKSİMİNE) KAYYIM ATANMASI

Açılmış bir mirasta, miras payını devir almış veya haczettirmiş olan ya da elinde, mirasçıya karşı alınmış borç ödemeden aciz belgesi bulunan alacaklı, Sulh Hakiminden, bir mirasın yerine paylaşmaya katılmak üzere; bir kayyım atanmasını iseyebilir. Atanacak kayım, paylaşmada borçlu mirasçıyı temsil edecektir.

Alacaklı icra takibi sonunda borçlunun, taksim edilmemiş bir miras veya henüz iştirak (elbirliği) halinde tasarruf edilen bir mal hissesini haczettirirse, alacaklı icra hakimliğinden İ.İ.K. m. 121 uyarınca alacağı yetki belgesi ile gerekirse dava açarak mirasçılık belgesi alacak, elbirliği halindeki mülkiyetin sona erdirilmesini TMK. m. 642 uyarınca talep edecek, Sulh Hukuk Mhkemesince ortaklığın giderilmesinden sonra paylaştırma aşamasında yine alacaklı m. 648 uyarınca mirasçının, paylaşımla ilgili hakları korunarak, mirasçının payını almak, gelirlerini toplamak ve bunları yasaya göre teslim edilmesi gereken yere, örneğin icra dairesine, alacaklıya vermek üzere bir kayyım tayin ettirecektir. ( HGK. 10.12.2003-6/731-742 )

Paylaşmadan sonra mirasçıların 3. Kişilere karşı sorumluluğu müteselsil nitelikte bir sorumluluktur. TMK. m. 618’e göre; mirasçılar bölünmesine veya nakline, alacaklı tarafından, açık veya örtülü olarak rıza gösterilmemiş olan tereke borçlarından dolayı, paylaşmadan sonra da bütün malvarlığıyla müteselsilen sorumludurlar. Paylaşmanın gerçekleştiği tarihin veya daha sonra yerine getirilecek borçlarda muacceliyet tarihinin üzerinden 5 yıl geçmekle teselsül sona erer. Yani tereke borçlarından dolayı paylaşmadan sonra mirasçıların müteselsil olarak sorumluluk süresi 5 yıldır. Bundan sonraki sorumlulukları ise payları oranında sürer.

Paylaşma sözleşmesinde ödenmesi kendisine yükletilmemiş olan tereke borcunu veya üzerine aldığı miktardan fazlasını ödeyen mirasçı, diğer mirasçılara rücu edebilir. Rücu hakkı, ilk önce ödenmiş olan borcu paylaşma sözleşmesiyle üstlenmiş olan mirasçıya karşı kullanılır.

Bir terekede her mirasının payı belirlenmeden paylaştırma yapılması mümkün değildir. Anlaşma olmazsa mirasçılardan her biri payların oluşturulmasını, Sulh Mahkemesinden isteyebilir. Payların oluşturulmasında hakim, yerel adetleri, mirasçıların kişisel durumlarını ve çoğunluğun arzusunu göz önünde bulundurur. Payların özgülenmesi mirasçıların anlaşması uyarınca yapılır. Buna olanak bulunmazsa kur’a çekilir. Oluşturulan pay oranları bilinmeden terekenin paylaşımı esasen mümkün olmaz. Paylaşma, tereke kapsamındaki tüm taşınmaz, taşınır mallar ile haklara yöneliktir. Amaç aynen taksim olduğundan, mirasçılar razı olmadıkça, bir kısım mirasçılara mal yerine para verilmesi veya taşınırların bir kısım mirasçıya, taşınmazların da başka mirasçılara tahsisi suretiyle bir taksime karar verilemez. Mirasçılık belgesindeki mirasçılar için tespit edilen miras paylarının oranı nisbetinde her mirasçının terekeden alacağı taşınır mallar, diğer haklar ve değerler ile taşınmaz mallar belirlenir.

Yargıtay kararlarına göre; hakim, miras yoluyla intikal eden terekenin tamamı ve terekedeki malların her birini göz önünde tutarak, imkan varsa taşınmazlardan her birinin tamamını bir mirasçıya vermek suretiyle paylaştırma yapabilir. Taraflar arasında payların özgülenmesinde anlaşma sağlanamamışsa, her bir mirasçıya hangi taşınmazın verileceği konusunda mahkemece kura çekme yoluna gidilmelidir.

Tags: